Difference between revisions of "TTMIK seviye 9 ders 30"

From Korean Wiki Project
Jump to: navigation, search
(Created page with "Bu, 시간, zaman ile ilgili İleri Düzey Deyimsel İfadeler dersidir. Bu seride tanıtılan ifadeleri tam olarak anlamak ve kullanmak için cümlelerin gramer yapısını an...")
 
Line 1: Line 1:
Bu, 시간, zaman ile ilgili İleri Düzey Deyimsel İfadeler dersidir. Bu seride tanıtılan ifadeleri tam olarak anlamak ve kullanmak için cümlelerin gramer yapısını anlamanız çok önemlidir. Aşina olmadığınız bir gramer noktasıyla karşılaştığınızda lütfen geri dönün ve ilgili TTMIK derslerini gözden geçirin.
+
Bu seride, daha önce öğrendiğiniz dilbilgisi kurallarını ve ifadelerini rahatça Korece cümleler kurmak için nasıl kullanabileceğinize odaklanıyoruz.
 +
ÜÇ anahtar cümle ile başlayacağız ve bu cümlelerin farklı kısımlarını değiştirme alıştırması yapacağız, böylece sadece aynı üç cümleyi ezberlemeyeceksiniz. Kendi Korece cümlelerinizi oluştururken olabildiğince esnek ve kendinden emin olmanızı istiyoruz.
  
Anahtar kelime:
 
시간 = zaman
 
  
 +
Anahtar Kelime #1
  
1. 잠깐 시간 좀 내 줄 수 있어요?
+
이렇게 제출할 바에 는, 후회 하는 한이 있더라도 차라리 제출 안 하겠어요.
= Bana biraz zaman ayırabilir misin?
+
  
2. 지금 이러고 있을 시간 이 어디 있어요?
+
= Bu şekilde göndermek zorunda kalırsam, pişman olacağım anlamına gelse bile göndermemeyi tercih ederim
= Bunun için vaktiniz yok.
+
  
3. 그럴 시간 있으면 공부 나 하세요.
 
= Böyle bir zamanınız varsa, çalışmanızı yapın.
 
  
4. 이번 프로젝트 에 시간 을 많이 할애 해 주세요.
+
Anahtar Kelime #2
= Umarım bu projeye çok zaman ayırabilirsiniz.
+
  
5. 한국 시간 으로 5 월 2 일 오후 7 시 에 시작할 거예요.
+
어제 경화 씨 가 밖에 나가 더니 강아지 를 데리고 오 더라고요.
= Kore saatine göre 2 Mayıs akşam 7'de başlayacak.
+
  
6. 여행 을 가고 싶은데 좀처럼 시간 이 안 나네요.
+
= Kyung-hwa dün dışarı çıktı ve sonra bir köpek yavrusu ile geri geldi
= Seyahat etmek istiyorum ama zaman bulamıyorum.
+
  
7. 괜히 시간 낭비 하지 말고 그냥 돌아 가세요.
 
= Zamanınızı boşa harcamayı bırakın, sadece eve dönün.
 
  
8. 제가 시간 이 남아 도 는 줄 아세요?
+
Anahtar Kelime #3
= Kaybedecek çok zamanım olduğunu mu düşünüyorsun?
+
  
9. 아무리 바빠도 그렇죠. 잠깐 전화 할 시간 도 없어요?
+
어제 공연 이 끝나기 가 무섭게 사람들 이 다 나갔다 면서요.
= Gerçekten meşgul olmanıza rağmen, hızlı bir telefon görüşmesi için zamanınız bile yok mu?
+
  
10. 시간 이 어떻게 가는지 모르겠어요.
+
= Dün performans biter bitmez herkesin dışarı çıktığını duydum.
= Zamanın geçişini hissedemiyorum.
+
= Zaman uçar.
+
  
11. 시간 을 되돌릴 수 있으면 좋겠어요.
 
= Keşke geçmişe zamanı geri döndürebilseydim.
 
  
  12. 저는 주말 에는 가족 들 하고 시간 보내는 편 이에요.
+
 
  = Hafta sonları genellikle ailemle vakit geçiririm.
+
 
 +
Anahtar cümle # 1 ile genişletme ve varyasyon uygulaması
 +
  이렇게 제출할 바에 는, 후회 하는 한이 있더라도 차라리 제출 안 하겠어요.
 +
= Bu şekilde göndermek zorunda kalırsam, pişman olacağım anlamına gelse bile göndermemeyi tercih ederim.
 +
 
 +
 
 +
1.
 +
 
 +
이렇게 제출할 바에 는 = bunu böyle sunmak zorunda kalırsam (tercih ederim)
 +
 
 +
처음 부터 다시 할 바에 는 = baştan tekrar yapmam gerekirse, (tercih ederim)
 +
 
 +
경화 씨랑 같이 앉을 바에 는 = Kyung-hwa ile oturmak zorunda kalırsam (tercih ederim)
 +
 
 +
혼자서 영화 를 볼 바에 는 = kendi başıma bir film izlemek zorunda kalırsam (tercih ederim)
 +
 
 +
사람들 앞에서 창피 를 당할 바에 는
 +
= Kendimi insanların önünde utandırmam gerekirse, (tercih ederim)
 +
 
 +
 
 +
2.
 +
 
 +
후회 하는 한이 있더라도 차라리 제출 안 하겠어요
 +
= pişmanlık duysam bile teslim etmemeyi tercih ederim
 +
 
 +
전체 내용 다 바꾸는 한이 있더라도 괜찮아요
 +
= sonunda tüm içeriği değiştirsem bile sorun değil
 +
 
 +
내일 다시 오는 한이 있더라도, 오늘 은 여기 까지만 할 거예요
 +
= yarın geri gelsem bile, şimdi üzerinde çalışmayı bırakacağım
 +
 
 +
늦게 자는 한이 있더라도, 이 책 다 읽을 거예요
 +
= Geç yatsam bile bu kitabın tamamını okuyacağım
 +
 
 +
 
 +
 
 +
Anahtar cümle # 2 ile genişletme ve varyasyon uygulaması
 +
어제 경화 씨 가 밖에 나가 더니 강아지 를 데리고 오 더라고요.
 +
  = Kyung-hwa dün dışarı çıktı ve sonra bir köpek yavrusu ile geri geldi.
 +
 
 +
 
 +
1.
 +
 
 +
어제 경화 씨 가 밖에 나가 더니 = Kyung-hwa dün dışarı çıktı ve sonra ...
 +
 
 +
아침 부터 눈 이 많이 오더니 = Sabahtan beri çok kar yağıyordu ve sonra ...
 +
 
 +
석진 씨 가 어제 커피 를 많이 마시 더니
 +
= Seokjin dün çok kahve içiyordu ve şimdi…
 +
 
 +
현정 씨 가 운동 을 열심히 하더니 = Hyeonjeong çok çalıştı ve şimdi…
 +
 
 +
스테파니 씨 가 한국어 를 매일 공부 하더니 = Stephanie her gün Korece çalıştı ve şimdi…
 +
 
 +
 
 +
2.
 +
 
 +
강아지 를 데리고 오 더라고요 = (bunu gördüm) bir köpek yavrusu getirdi
 +
 
 +
잠 이 안 오 더라고요 = Uyuyamadım
 +
 
 +
이 영화 생각 보다 재미 있 더라고요 = Bu filmi düşündüğümden daha eğlenceli buldum
 +
 
 +
거기 는 항상 사람 이 많 더라고요 = (buldum) o yer her zaman kalabalık
 +
 
 +
저는 이 옷 이 제일 편하 더라고요 = (anladığım kadarıyla) bu giysiler en rahat olanlar
 +
 
 +
 
 +
 
 +
Anahtar cümle # 3 ile genişletme ve varyasyon uygulaması
 +
어제 공연 이 끝나기 가 무섭게 사람들 이 다 나갔다 면서요.
 +
= Dün performans biter bitmez herkesin dışarı çıktığını duydum.
 +
 
 +
 
 +
1.
 +
 
 +
어제 공연 이 끝나기 가 무섭게 = performans dün biter bitmez
 +
 
 +
비가 그치기 가 무섭게 = yağmur durur durmaz
 +
 
 +
전화벨 이 울리기 가 무섭게 = telefon zili çaldığı anda
 +
 
 +
말이 끝나기 가 무섭게 = konuşmayı bitirir bitirmez
 +
 
 +
문 이 열리기 가 무섭게 = kapı açılır açılmaz
 +
 
 +
 
 +
2.
 +
 
 +
사람들 이 다 나갔다 면서요 = Herkesin dışarı çıktığını duydum
 +
 
 +
어제 효진 씨 만났다 면서요 = Dün Hyojin ile tanıştığını duydum
 +
 
 +
아무도 안 왔다 면서요 = Kimsenin gelmediğini duydum
 +
 
 +
교통 사고 가 있었다 면서요 = Trafik kazası olduğunu duydum
 +
 
 +
시험 에 합격 했다 면서요 = Sınavı geçtiğinizi duydum

Revision as of 23:48, 6 February 2021

Bu seride, daha önce öğrendiğiniz dilbilgisi kurallarını ve ifadelerini rahatça Korece cümleler kurmak için nasıl kullanabileceğinize odaklanıyoruz. ÜÇ anahtar cümle ile başlayacağız ve bu cümlelerin farklı kısımlarını değiştirme alıştırması yapacağız, böylece sadece aynı üç cümleyi ezberlemeyeceksiniz. Kendi Korece cümlelerinizi oluştururken olabildiğince esnek ve kendinden emin olmanızı istiyoruz.


Anahtar Kelime #1

이렇게 제출할 바에 는, 후회 하는 한이 있더라도 차라리 제출 안 하겠어요.

= Bu şekilde göndermek zorunda kalırsam, pişman olacağım anlamına gelse bile göndermemeyi tercih ederim


Anahtar Kelime #2

어제 경화 씨 가 밖에 나가 더니 강아지 를 데리고 오 더라고요.

= Kyung-hwa dün dışarı çıktı ve sonra bir köpek yavrusu ile geri geldi


Anahtar Kelime #3

어제 공연 이 끝나기 가 무섭게 사람들 이 다 나갔다 면서요.

= Dün performans biter bitmez herkesin dışarı çıktığını duydum.



Anahtar cümle # 1 ile genişletme ve varyasyon uygulaması
이렇게 제출할 바에 는, 후회 하는 한이 있더라도 차라리 제출 안 하겠어요.
= Bu şekilde göndermek zorunda kalırsam, pişman olacağım anlamına gelse bile göndermemeyi tercih ederim.


1.

이렇게 제출할 바에 는 = bunu böyle sunmak zorunda kalırsam (tercih ederim)

처음 부터 다시 할 바에 는 = baştan tekrar yapmam gerekirse, (tercih ederim)

경화 씨랑 같이 앉을 바에 는 = Kyung-hwa ile oturmak zorunda kalırsam (tercih ederim)

혼자서 영화 를 볼 바에 는 = kendi başıma bir film izlemek zorunda kalırsam (tercih ederim)

사람들 앞에서 창피 를 당할 바에 는 = Kendimi insanların önünde utandırmam gerekirse, (tercih ederim)


2.

후회 하는 한이 있더라도 차라리 제출 안 하겠어요 = pişmanlık duysam bile teslim etmemeyi tercih ederim

전체 내용 을 다 바꾸는 한이 있더라도 괜찮아요 = sonunda tüm içeriği değiştirsem bile sorun değil

내일 다시 오는 한이 있더라도, 오늘 은 여기 까지만 할 거예요 = yarın geri gelsem bile, şimdi üzerinde çalışmayı bırakacağım

늦게 자는 한이 있더라도, 이 책 다 읽을 거예요 = Geç yatsam bile bu kitabın tamamını okuyacağım


Anahtar cümle # 2 ile genişletme ve varyasyon uygulaması
어제 경화 씨 가 밖에 나가 더니 강아지 를 데리고 오 더라고요.
= Kyung-hwa dün dışarı çıktı ve sonra bir köpek yavrusu ile geri geldi.


1.

어제 경화 씨 가 밖에 나가 더니 = Kyung-hwa dün dışarı çıktı ve sonra ...

아침 부터 눈 이 많이 오더니 = Sabahtan beri çok kar yağıyordu ve sonra ...

석진 씨 가 어제 커피 를 많이 마시 더니 = Seokjin dün çok kahve içiyordu ve şimdi…

현정 씨 가 운동 을 열심히 하더니 = Hyeonjeong çok çalıştı ve şimdi…

스테파니 씨 가 한국어 를 매일 공부 하더니 = Stephanie her gün Korece çalıştı ve şimdi…


2.

강아지 를 데리고 오 더라고요 = (bunu gördüm) bir köpek yavrusu getirdi

잠 이 안 오 더라고요 = Uyuyamadım

이 영화 생각 보다 재미 있 더라고요 = Bu filmi düşündüğümden daha eğlenceli buldum

거기 는 항상 사람 이 많 더라고요 = (buldum) o yer her zaman kalabalık

저는 이 옷 이 제일 편하 더라고요 = (anladığım kadarıyla) bu giysiler en rahat olanlar


Anahtar cümle # 3 ile genişletme ve varyasyon uygulaması
어제 공연 이 끝나기 가 무섭게 사람들 이 다 나갔다 면서요.
= Dün performans biter bitmez herkesin dışarı çıktığını duydum.


1.

어제 공연 이 끝나기 가 무섭게 = performans dün biter bitmez

비가 그치기 가 무섭게 = yağmur durur durmaz

전화벨 이 울리기 가 무섭게 = telefon zili çaldığı anda

말이 끝나기 가 무섭게 = konuşmayı bitirir bitirmez

문 이 열리기 가 무섭게 = kapı açılır açılmaz


2.

사람들 이 다 나갔다 면서요 = Herkesin dışarı çıktığını duydum

어제 효진 씨 만났다 면서요 = Dün Hyojin ile tanıştığını duydum

아무도 안 왔다 면서요 = Kimsenin gelmediğini duydum

교통 사고 가 있었다 면서요 = Trafik kazası olduğunu duydum

시험 에 합격 했다 면서요 = Sınavı geçtiğinizi duydum